ANAOKULUNDA ÇOCUK / Psikoloğumuzdan Notlar / Akd Kids Anaokulu

ANAOKULUNDA ÇOCUK

ANAOKULUNDA ÇOCUK

Anaokuluna ve kreşlere daha çok, çalışan annelerin çocuklarını bırakmak zorunda kaldıkları, çalışmayan annelerin ise çocuklarını göndererek biraz soluklandıkları ya da çocukların oyun oynayarak zaman geçirdikleri yerler gözüyle bakılmaktadır. Halbuki buralar bunların çok daha ötesindedir.

"Anaokulları sosyalleşmenin temellerinin atıldığı yerlerdir."

Anaokulu ve kreş çocuk gelişiminde sanıldığından daha önemli bir yere sahiptir. Herşeyden önce, çocuğun aile dışındaki ilk sosyal ortamıdır. Sosyal ortamlar ise sosyal kuralları gerekli kılar.

Sosyal kurallar çocuğu karşımıza alıp konuşmakla öğretebileceğimiz şeyler değillerdir pek. Onlar sosyal ortamlarda, bizzat yaşayarak öğrenilecek türden kurallardır. Anaokulu ve kreşler bu anlamda, sosyalleşmenin temellerinin atıldığı ortamlardır.

Çocuk anaokulunda dünyanın kendi etrafında dönmediğinin farkına varır. Diğerlerini fark etmekle kalmaz, onlarla birlikte vakit geçirmek zorunda olduğunu da fark eder. Bu da beraberinde, kuralları gündeme getirir. Kurallar diğerleri ile bir arada huzurlu bir şekilde yaşamanın ön koşullarından birisidir. Çocuk, evinde kuralları çoğunlukla kendisi koyar, oysa burada onun başkaları tarafından konulmuş kurallara uyması gerekmektedir.

Anaokulu ve kreş ortamında, artık o da diğerlerinden biri olmuştur; herkes için geçerli olan kurallar onun için de geçerlidir. Evindeki, ailesindeki ayrıcalığı kaybolmuştur. Artık ağladığı zaman istediği olmamakta, bazen isteklerine kavuşmak için sıra beklemek zorunda kalmaktadır. Evdeki gibi, oyuncaklar ile dilediğince oynayamamakta, arkadaşları ile paylaşmak zorundadır. Herkesle aynı anda ve aynı yerde, aynı yemeği yemesi gerekmektedir. Bütün bunlar, başlangıçta çocuğa zor gelmesinin yanı sıra, okul sayesinde zamanla sevdirilerek ve eğlendirilerek bazen ise otorite yoluyla ona kazandırılmaktadır.

Okulda çocuğun uyumsuz davranışları azalır. Çünkü evde aile üyeleri alttan almakta ya da çocuğu idare etmektedirler. Ancak okulda çocuk evin en küçüğü, tek çocuğu, nazlısı, huysuzu değildir. Orada kendi yaş grubundaki diğer çocuklardan herhangi birisidir ve kimse onu idare etmeyecektir. Eğer ki uyumsuz davranışı varsa arkadaşları onu dışlayacak, aralarına almayacaktır. Bu durum çocuğun hoşuna gitmeyeceği için uyumlu davranmaya özen gösterecektir.

Çocuğun okulda oynadığı oyun aslında bir oyundan daha da fazlasıdır. Çocuğun yaşamında oyunun yeri her zaman için büyüktür. Ancak okulda oynanan oyunlar çocuğa örgütlü ve sistemli hareket etme becerisini öğretir. Ayrıca topluca ya da grupça oynanan oyunlarla çocuğun işbirliği ve rekabet duyguları gelişir.

Kendini ifade etme, hakkını arama, kendini savunma, kendine güvenme, arkadaş ilişkileri kurma... gibi bir çok sosyal beceri de yine anaokulunda daha kolay kazanılır.

"Anaokulları çocuğun fiziksel gelişimine katkı sağlar."

Anaokullarında oynanan oyunlar -hoplama, zıplama, jimnastik hareketleri...- ve yapılan masa başı etkinlikler -kesme, yapıştırma, boyama...- sayesinde çocuk hem küçük kaslarını hem de büyük kaslarını daha iyi kullanmayı öğrenirler. Üstelik çocuk bedenini kullandıkça beden farkındalığı gelişir. Hareket ettikçe de enerjisini sağlıklı yoldan dışarı atmış olur.

"Anaokullarında çocuğun dili kullanma becerisi artar."

Çocuklar hem okunan hikayeler, yapılan dramalarla hem de arkadaşlarını ve öğretmenini model alarak dili daha düzgün kullanmayı öğrenirler. Bebeksi konuşmaları bırakır, bozuk çıkardığı harfleri düzeltirler. Kelime hazineleri genişler, ifadeleri güçlenir. Özellikle, dil gelişimi gecikmiş çocukların anaokulu ya da kreşe gitmesi kısa zamanda gözle görülür fayda sağlar.

"Anaokulları ilkokula hazırlıktır."

Anaokulunda, çocuk ilk defa aile dışında kalabalık bir ortama girdiği için ayrılık kaygısı, okul korkusu, davranış ve uyum problemleri gibi ilkokulda karşılaşılması olası problemleri daha erken yaşar ve bunları daha erken çözümler. Bu nedenle ilkokul döneminde daha az sıkıntı yaşar. Ayrıca renk, şekil, sayı... gibi temel kavramları da çocuk anaokulunda öğrenerek ilkokula daha hazır ve özgüvenli bir şekilde başlar.

"Anaokulları çocuğun hayatını düzene sokar."

Çocuklar anaokuluna ilk başladıklarında uyku ve yeme düzenleri bozulabilir. Tuvalet alışkanlıklarında aksamalar görülebilir. Ancak bunlar adaptasyon sürecinden sonra normale döner. Hatta eskisinden daha da iyi olur. Çünkü çocuk okuldaki düzeni evde de sürdürmek ister. Her şeyin belli saati olduğu için hayatı daha düzenli olur.

"Bitirirken;"

Anaokulu ve kreşler artık bir lüks değil, her çocuğun sağlıklı gelişimi için önemli bir ihtiyaçtır. Özellikle sanal bağımlılıkların ve teknolojinin çocuklarımızı esir aldığı şu dönemde..

ANAOKULUNDA ÇOCUK

Anaokuluna ve kreşlere daha çok, çalışan annelerin çocuklarını bırakmak zorunda kaldıkları, çalışmayan annelerin ise çocuklarını göndererek biraz soluklandıkları ya da çocukların oyun oynayarak zaman geçirdikleri yerler gözüyle bakılmaktadır. Halbuki buralar bunların çok daha ötesindedir.

"Anaokulları sosyalleşmenin temellerinin atıldığı yerlerdir."

Anaokulu ve kreş çocuk gelişiminde sanıldığından daha önemli bir yere sahiptir. Herşeyden önce, çocuğun aile dışındaki ilk sosyal ortamıdır. Sosyal ortamlar ise sosyal kuralları gerekli kılar.

Sosyal kurallar çocuğu karşımıza alıp konuşmakla öğretebileceğimiz şeyler değillerdir pek. Onlar sosyal ortamlarda, bizzat yaşayarak öğrenilecek türden kurallardır. Anaokulu ve kreşler bu anlamda, sosyalleşmenin temellerinin atıldığı ortamlardır.

Çocuk anaokulunda dünyanın kendi etrafında dönmediğinin farkına varır. Diğerlerini fark etmekle kalmaz, onlarla birlikte vakit geçirmek zorunda olduğunu da fark eder. Bu da beraberinde, kuralları gündeme getirir. Kurallar diğerleri ile bir arada huzurlu bir şekilde yaşamanın ön koşullarından birisidir. Çocuk, evinde kuralları çoğunlukla kendisi koyar, oysa burada onun başkaları tarafından konulmuş kurallara uyması gerekmektedir.

Anaokulu ve kreş ortamında, artık o da diğerlerinden biri olmuştur; herkes için geçerli olan kurallar onun için de geçerlidir. Evindeki, ailesindeki ayrıcalığı kaybolmuştur. Artık ağladığı zaman istediği olmamakta, bazen isteklerine kavuşmak için sıra beklemek zorunda kalmaktadır. Evdeki gibi, oyuncaklar ile dilediğince oynayamamakta, arkadaşları ile paylaşmak zorundadır. Herkesle aynı anda ve aynı yerde, aynı yemeği yemesi gerekmektedir. Bütün bunlar, başlangıçta çocuğa zor gelmesinin yanı sıra, okul sayesinde zamanla sevdirilerek ve eğlendirilerek bazen ise otorite yoluyla ona kazandırılmaktadır.

Okulda çocuğun uyumsuz davranışları azalır. Çünkü evde aile üyeleri alttan almakta ya da çocuğu idare etmektedirler. Ancak okulda çocuk evin en küçüğü, tek çocuğu, nazlısı, huysuzu değildir. Orada kendi yaş grubundaki diğer çocuklardan herhangi birisidir ve kimse onu idare etmeyecektir. Eğer ki uyumsuz davranışı varsa arkadaşları onu dışlayacak, aralarına almayacaktır. Bu durum çocuğun hoşuna gitmeyeceği için uyumlu davranmaya özen gösterecektir.

Çocuğun okulda oynadığı oyun aslında bir oyundan daha da fazlasıdır. Çocuğun yaşamında oyunun yeri her zaman için büyüktür. Ancak okulda oynanan oyunlar çocuğa örgütlü ve sistemli hareket etme becerisini öğretir. Ayrıca topluca ya da grupça oynanan oyunlarla çocuğun işbirliği ve rekabet duyguları gelişir.

Kendini ifade etme, hakkını arama, kendini savunma, kendine güvenme, arkadaş ilişkileri kurma... gibi bir çok sosyal beceri de yine anaokulunda daha kolay kazanılır.

"Anaokulları çocuğun fiziksel gelişimine katkı sağlar."

Anaokullarında oynanan oyunlar -hoplama, zıplama, jimnastik hareketleri...- ve yapılan masa başı etkinlikler -kesme, yapıştırma, boyama...- sayesinde çocuk hem küçük kaslarını hem de büyük kaslarını daha iyi kullanmayı öğrenirler. Üstelik çocuk bedenini kullandıkça beden farkındalığı gelişir. Hareket ettikçe de enerjisini sağlıklı yoldan dışarı atmış olur.

"Anaokullarında çocuğun dili kullanma becerisi artar."

Çocuklar hem okunan hikayeler, yapılan dramalarla hem de arkadaşlarını ve öğretmenini model alarak dili daha düzgün kullanmayı öğrenirler. Bebeksi konuşmaları bırakır, bozuk çıkardığı harfleri düzeltirler. Kelime hazineleri genişler, ifadeleri güçlenir. Özellikle, dil gelişimi gecikmiş çocukların anaokulu ya da kreşe gitmesi kısa zamanda gözle görülür fayda sağlar.

"Anaokulları ilkokula hazırlıktır."

Anaokulunda, çocuk ilk defa aile dışında kalabalık bir ortama girdiği için ayrılık kaygısı, okul korkusu, davranış ve uyum problemleri gibi ilkokulda karşılaşılması olası problemleri daha erken yaşar ve bunları daha erken çözümler. Bu nedenle ilkokul döneminde daha az sıkıntı yaşar. Ayrıca renk, şekil, sayı... gibi temel kavramları da çocuk anaokulunda öğrenerek ilkokula daha hazır ve özgüvenli bir şekilde başlar.

"Anaokulları çocuğun hayatını düzene sokar."

Çocuklar anaokuluna ilk başladıklarında uyku ve yeme düzenleri bozulabilir. Tuvalet alışkanlıklarında aksamalar görülebilir. Ancak bunlar adaptasyon sürecinden sonra normale döner. Hatta eskisinden daha da iyi olur. Çünkü çocuk okuldaki düzeni evde de sürdürmek ister. Her şeyin belli saati olduğu için hayatı daha düzenli olur.

"Bitirirken;"

Anaokulu ve kreşler artık bir lüks değil, her çocuğun sağlıklı gelişimi için önemli bir ihtiyaçtır. Özellikle sanal bağımlılıkların ve teknolojinin çocuklarımızı esir aldığı şu dönemde..